Skip to content Skip to left sidebar Skip to right sidebar Skip to footer

Author: blueosion

Deprem Travmasını Yenen Gençten Umut Dolu Adım!

Antakya – 18 Ekim 2025 – Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmaya çalışan Hatay’da, 23 yaşındaki Barış Özbay, 3 yılın ardından ilk kez evden dışarı adım attı. Deprem felaketinde evini ve yakınlarını kaybeden genç, vali talimatıyla harekete geçen yetkililerin desteğiyle tıraş oldu, banyo yaptı ve yeni bir başlangıç umudu verdi. “İyileştikten sonra yine tembel gibi takılacağım” diyerek espriyle karışık bir iyimserlik sergileyen Barış, travmasının izlerini silmeye yönelik ilk somut adımı attı.

Depremin üzerinden neredeyse 3 yıl geçti. 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım gören Hatay’ın Defne ilçesinde yaşayan Semra Özbay (50) ve oğlu Barış Özbay, hayatlarını yeniden kurmaya çalışıyor. Evlerini ve sevdiklerini kaybeden aile, deprem sonrası zor günler geçirdi. Barış, yaşadığı derin travma nedeniyle üniversite eğitimini yarıda bırakarak kendini sanal dünyaya kapattı. Cep telefonu ve bilgisayar başında saatler geçirerek bağımlı hale gelen genç, 3 yıla yakın süredir evden dışarı çıkmadı, duş almadı, tırnaklarını kesmedi ve öz bakımını tamamen ihmal etti. Bu durum, hem ailesini hem de yetkilileri alarma geçirdi ve Barış’ın hikayesi kısa süre önce Türkiye’nin gündemine oturdu.

Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın doğrudan talimatı üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekipleri devreye girdi. Saatler süren ikna çabalarının ardından Barış, gönüllü olarak dışarı çıkmayı kabul etti. Engelli Yaşam Merkezi’ne götürülen genç, burada önce berbere uğrayarak saç ve sakal tıraşı oldu, ardından sıcak bir banyo yaptı ve temiz kıyafetler giydi. Günün sonunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Süleyman Yıldırım’ı ziyaret ederek teşekkürlerini iletti. Bu sırada Hatay Büyükşehir Belediyesi ekipleri de Barış ve annesinin yaşadığı evi baştan sona temizledi, köşe bucak dezenfekte etti.

Barış Özbay, değişim sürecini anlatırken hem direncini hem de içindeki umudu dile getirdi. “Bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden ekipler geldi. Biraz direnç gösterdim ama zorla beni kaldırıp götürdüler. Saç ve sakal tıraşı oldum, banyo yaptım. Sonra İl Müdürünün yanına geldik. Bundan sonra da eve geri döneceğim. Banyo yapmak ve tıraş olmak güzeldi, kötü olacağını sanmıyordum ama hiçbir şey değişeceğini düşünmüyorum. Benim sıkıntım rahatsızlığım değil. Ben bir şey yapmak istemiyorum, iyileştikten sonra da bir şey yapmayı isteyeceğimi sanmıyorum. Yine tembel gibi takılacağım. İnsan farklı ve yeni şeyler yapınca rahatlıyor. Yenilik olunca mutluyum ve rahatım. Yenilikler için kendimi yormam ama olursa da yok demem.”

Bursa’da Su Krizi: Barajlar Kurudu, Oteller Etkilendi

Su Krizi Otelleri de VurduBursa, 18 Ekim 2025 – Yeşil Bursa olarak anılan kentin göbeğinde bir felaket yaşanıyor. İklim değişikliği ve kuraklığın pençesinde kıvranan Bursa’da, içme suyunun büyük kısmını karşılayan Nilüfer ve Doğancı barajları tamamen kurumuş durumda. Günlük 533 bin metreküp içme suyu ihtiyacının karşılanması imkansız hale gelirken, Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) tarafından uygulanan planlı su kesintileri şehri adeta susuz bir çöle çevirdi. Su krizi, turizm sektörünü de vurdu; oteller havuzlarını kapatma kararı aldı.Kentin ana su kaynakları olan Nilüfer Barajı’nda su seviyesi sıfıra inmiş, Doğancı Barajı ise tükenme noktasına gelmiş durumda. Barajların genel doluluk oranı yüzde 1’in altına düşerken, BUSKİ yetkilileri, “Durum kritik, acil tasarruf önlemleri alınmazsa kriz derinleşecek” uyarısında bulundu.

Şehirde 1 Ekim’den bu yana günde 12 saatlik dönüşümlü kesintiler uygulanıyor ve bu hafta (16-22 Ekim) boyunca Yıldırım, Nilüfer, Osmangazi ve Gürsu gibi merkezi ilçelerde su saat 06:00-18:00 arasında akacak.

Kesintiler, 14 ambalajlı su üretim tesisinin bulunduğu “su şehri” Bursa’da ironik bir tablo çiziyor: Yılda 4 milyon metreküpten fazla su şişelenip satılıyor, ancak halk musluktan su alamıyor.

Su tüketiminin yüzde 70’inin tarımda, yüzde 20’sinin sanayide gerçekleştiği Bursa’da, otomotiv, tekstil ve gıda sektörleri yer altı sularını bedelsizce pompalamaya devam ediyor. Bu durum, barajların kurumasına zemin hazırlayan en büyük etkenlerden biri olarak gösteriliyor.

Uludağ’ın pınarları da alarm veriyor; DSİ verilerine göre, dağın kar örtüsü geçen yıla göre yüzde 50 azaldı ve beklenen yağışlar gelmeyince kaynak suları da kurumaya yüz tuttu.

Turizm sektörü, krizin en somut mağdurlarından. Uludağ ve Mudanya gibi tatil bölgelerindeki oteller, su tasarrufu için havuzlarını kapatma kararı aldı. Bursa Otelciler Birliği Başkanı Erkan Yağcı, “Havuz sularını boşaltmak yerine bakım yaparak bir sonraki sezona saklıyoruz, ancak bu sezon turist sayısında yüzde 30 düşüş bekliyoruz” dedi. Kestel ilçesindeki Saitabat Şelalesi’nin akmaması da doğa turizmini baltaladı; şelale çevresindeki restoran ve konaklama tesisleri, “Son 10 yılın en kuru dönemi” diye yakınıyor.

Uzmanlar, iklim krizinin Bursa’yı vurduğunu vurguluyor. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Efsun Dindar, “Nilüfer Barajı sıfırlandı, Doğancı’da ise son damlalar sayılıyor. Su bütçesine dayalı planlama yapmazsak, erişim hakkı ihlal edilecek” uyarısında bulundu.

Saitabat Köyü Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Sermin Cakalıoğlu ise, “Eskiden şelale gürül gürül akardı, şimdi turistler hayal kırıklığı yaşıyor. Yağmur yağsın diye dua ediyoruz” diye konuştu.BUSKİ, Çınarcık Barajı’ndan sınırlı can suyu aktarımını sürdürse de (günde 100 bin metreküp), yetkililer yağışsız bir kış senaryosuna karşı acil önlem çağrısı yapıyor. Şehir sakinleri, tasarruf için duş süresini kısaltma ve bahçe sulamayı bırakma gibi basit adımlarla krize direnmeye çalışıyor. Bursa Valiliği, önümüzdeki günlerde su yönetimi zirvesi düzenleyeceğini duyurdu. Kuraklık, sadece muslukları değil, geleceği de tehdit ediyor.

Burcu Köksal’dan Parti İhaneti İddialarına Yanıt

Afyonkarahisar – 17 Ekim 2025 – Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, partiden ayrılarak Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AK Parti) geçeceği yönündeki kulis iddialarını net bir dille yalanladı.

Köksal, sosyal medya hesabından yaptığı uzun paylaşımda, parti içindeki iç çekişmelere ve kendisine yönelik iftiralara isyan ederek, “Bulunduğum yerdeyim. Parti içinde beni istemeyenlere inat hiçbir yere gitmiyorum” dedi.İddialar, son günlerde Ankara kulislerini hareketlendirmişti. Bazı medya organlarında, Köksal’ın yanı sıra Dinar ve Evciler ilçe belediye başkanlarının da CHP’den istifa ederek AK Parti’ye katılacağı öne sürülmüştü. Kulislerde, Köksal’ın Ankara’da temaslarda bulunduğu ve katılım beyanının aracılarla iletildiği konuşuluyordu. Bu söylentiler, bir telefon görüşmesi detayıyla daha da alevlenmişti; görüşmede Köksal’ın AK Parti’ye sıcak baktığı iddia edilmişti.

Ancak Köksal, bu iddialara X (eski adıyla Twitter) hesabından yayınladığı duygusal ve detaylı bir mesajla yanıt verdi. Mesajında, 37. Kurultay’dan beri partide huzur bulamadığını belirten Köksal, adaylık sürecinde linç edildiğini, rüşvet iftiralarına maruz kaldığını ve parti yönetiminin kendisine sahip çıkmadığını anlattı. “Yıllardır iftiraları çürüte çürüte yalanları yıka yıka mücadeleme devam ediyorum” diyen Köksal, şöyle devam etti:”Ömrümü verdiğim partimden gelenlere ne diyeceğim? Memleketime belediye başkan adayı oldum. Hizmeti buradan sürdüreyim diye. Adaylığım sürecinde partimden kovuldum linç edildim… Rekor oyla seçildim bu sefer iftiralarla gelmeye başladılar… Benim suçum gecemi gündüzüme katarak çalışmak 74 yıl sonra belediyeyi kazanmak mıydı?”


Köksal, paylaşımında parti içindeki belirli isimlere de göndermede bulundu. Parti Meclisi üyesi Y.G. ve il başkan adaylarını eleştirerek, “Hakkımı savunanlar kim? Siyasette rakibiniz saldırır anlarım da kendi içinizden gelen saldırılar ne olacak?” diye sordu. Mesajını, “Pazar günü il kongresinde olacağım, benim kuyumu kazanlarla hesaplaşacağım” sözleriyle bitirdi.Bu açıklama, CHP içindeki son geçiş dalgasını da gölgede bıraktı. Son dönemde Özlem Çerçioğlu gibi isimlerin AK Parti’ye geçtiği iddiaları tartışılırken, Köksal’ın çıkışı soru işaretlerini artırdı. Bazı yorumcular, paylaşımın parti yönetimine bir uyarı niteliği taşıdığını belirtirken, diğerleri Köksal’ın CHP’de kalmakla birlikte iç muhalefetini sertleştireceğini öngörüyor.Afyonkarahisar’da 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin 74 yıl aradan sonra belediyeyi kazanmasında büyük rol oynayan Köksal, milletvekilliği dönemlerinde de aktif bir isim olarak tanınıyordu. İddiaların gölgesinde, Köksal’ın Pazar günkü il kongresindeki tutumu merakla bekleniyor.

KKTC Seçimi 2025: Adanın Geleceğini Kim Şekillendirecek?

Lefkoşa, 17 Ekim 2025 – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) iki gün sonra, 19 Ekim Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, adanın jeopolitik kaderini şekillendirecek kritik bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ana muhalefet adayı Tufan Erhürman arasındaki çekişme, Kıbrıs sorununun geleceğinden Türkiye ilişkilerine, uluslararası izolasyondan ekonomik politikalara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Seçimin sonuçları, sadece Lefkoşa’yı değil, Ankara’yı da doğrudan etkileyecek nitelikte.Seçimde toplam 8 aday yarışırken, ilk turda hiçbir adayın yüzde 50’yi aşamaması halinde 26 Ekim’de ikinci tur yapılacak. Bağımsız aday olarak yarışan ancak Ulusal Birlik Partisi (UBP) desteğini arkasına alan mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözüm modelini savunarak milliyetçi ve Türkiye yanlısı çizgisini koruyor. Tatar, son açıklamalarında Tel Aviv ve Atina’nın kendisini “ülkenin başında görmek istemediğini” belirterek, Kıbrıs’ta “egemen eşit ve uluslararası statüsü teyit edilmiş iki devlet” formülünü tekrarladı.

Tatar’ın kampanyası, Türkiye’den gelen siyasi heyetlerin desteğiyle güçlendirildi; son günlerde adaya gelen Türk siyasetçiler, Tatar’ı destekleyen mitinglere katıldı.

Öte yandan, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, federasyon temelli müzakereleri ve Kıbrıs sorununun BM parametreleri çerçevesinde çözümünü ön plana çıkarıyor. Son anketlerde Erhürman’ın Tatar’a karşı önde gittiği belirtilirken, CTP’nin kampanyası genç seçmenler ve muhalif kesimler arasında yankı buluyor.

Erhürman, “Kıbrıslı Türklerin iradesini yansıtan bir çözüm için çalışacağız” diyerek, izolasyon politikalarına karşı Avrupa Birliği ve uluslararası toplumla diyalog vurgusu yaptı.

Seçimin arka planında, Kıbrıs sorununun 50 yılı aşkın süredir devam eden çıkmazı yatıyor. Tatar’ın iki devletli model savunusu, Ankara’nın resmi tezine paralelken, Erhürman’ın federasyon önerisi Rum tarafı ve AB ile müzakere kapılarını aralayabilir. Uzmanlar, seçimin sonuçlarının Türkiye-KKTC ilişkilerini pekiştireceğini veya gerilim yaratabileceğini belirtiyor. Özellikle ekonomik bağımlılık ve doğal gaz anlaşmazlıkları, adayların programlarında belirleyici rol oynuyor.CNN Türk’te yayınlanan son röportajında Tatar, “Seçimlere üç gün kaldı, Kıbrıslı kardeşlerimizin desteğiyle bu yolu devam ettireceğiz” derken, Erhürman ise sosyal medyada “Değişim zamanı” mesajıyla seçmenleri sandığa çağırdı.

KKTC Yüksek Seçim Kurulu’na göre, yurt dışı ve gümrükten 50 binden fazla oy kullanılmış durumda; katılım oranı yüksek bekleniyor.

Ankara’da ise gözler Lefkoşa’ya çevrilmiş durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresinden sızan bilgilere göre, seçim sonuçları Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikalarını doğrudan etkileyecek. Muhalefet cephesi ise “Kıbrıs’ta irade yansımalı” diyerek, sürecin şeffaflığını vurguluyor.