Burgazadasının tarihinde Patrik METEDİOS’un burada geçirdiği zindan yaşamı büyük önem taşır.
Burgazadası’nın tarihinde adı geçen diğer önemli ünlüler şunlardır: Büyük İskender’in meşhur generali Antigonos ve oğlu Demetrius Poliorcete, İmparator Makedon Vasil, İmparator Papa 2.Mihal (keke Mihail)’dir.
Burgazada’sıda tarihte diğer adalar gibi çeşitli adlarla anılmıştır. ANTİGONİ, PANORMUN, CASTRUM, PANARMOS, PİRGES, EREBİNTUSİ BURGAZLU bilinen eski adlarıdır.
Burgazın kimisi ayakta kalmış kimisi yıkılmış tarihi yapıtların hemen hemen hepsi tamamen dini yapılardır. Hristos manastırı, Ayios Yeorios manastırı, Aya yani kilisesi Hristos manastırı, Avusturya Saint Georges hastahanesi, Ayios Loanis ayazması gibi. Adanın tek camisi olan Burgazadası Camii İstanbul’un fethinin 500.yıl dönümünde 1953’te inşa edilmiş ve ibadete açılmıştır.
Burgazadası çağımızdaki ününü SAİT FAİK ABASIYANIK’a borçludur. Bu sanatçı adanın simgesi durumuna gelmiştir. Oturduğu ev müze olarak düzenlenmiş, ayrıca adanın iskele çıkışında denizden kazanılmış meydana bu kişinin adı verilmiştir.
Burgazadası’nın rağbet gören gezinti yerleri kıyı boyunca uzanan Gezinti caddesi, İsa tepesi, Medeni bey burnu, Çamoka cennet yolu, Barbaros mevkii, Kalpazankaya, Çamlık ve çiçek bahçeleri adanın diğer görülecek yerleridir.
Burgazadası, İstanbul Adaları’nın büyüklük olarak üçüncüsüdür. Ada yuvarlak bir biçimdedir ve eni boyu yaklaşık 2 kilometredir. Ada üzerindeki tek tepe Bayrak Tepesi’dir.
Burgazadası, iklimi, sahili, çamları, restore edilmiş zarif köşkleri ile İstanbul’un en sevilen mevkilerinden biridir. Adanın yalı ve köşkleri, güzellikleri ve zerafeti ile tanınmıştır.
Güzel ahşap köşkler genellikle sahilde Gezinti Caddesi’nde, Kaşıkadası ve Heybeliada’ya bakan tepenin eteklerindeki Gönüllü ve Mehtap sokaklarındadır. Ev fiyatlarının ve kiralarının çok yüksek olması nedeniyle bugün Burgazadası, İstanbul’un zengin kesimlerinin kesimlerinin ve ünlü sanatçıların tercih ettiği pahalı bir sayfiye yeri özelliğindedir.
Vapur iskelesinden doğuya doğru gidildiğinde adanın eski plajına ulaşılır. Buradan Heybeliada’ya doğru uzanan bir burun ve burnu ucunda bir fener vardır. Plajın güneyinde Mezarlık Burnu yer almaktadır. Bu burundaki kaya dönüldüğünde adanın güney kıyılarına gelinir. Burası, Bayrak Tepesi’nin bulunduğu sarp mevkidir. Kıyıdan duvar gibi yükselen bu tepenin üzerinde Hristos Manastırı vardır.
Aynı yönde kıyıdan devam edilince Kalpazankaya’ya gelinir. Kalpazankaya’nın hemen yanında bulunan küçük koy, Burgaz’ın gezinti yerlerinden biridir. Kalpazankaya’nın güneyinde Marta Koyu, Kuzeybatı tarafında Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Burgazadası’nı şöyle tasvir eder: “Kalesi deniz kıyısında yalçın kayalar üzerinde dört köşe şeddadi tarzda yapılmış küçük bir kaledir. Ada 10 mil genişliktedir. Oldukça verimlidir.
300 kadar bağlı bahçeli tatlı suyu olan kuyulu evleri vardır. Bostancıbaşı idaresinde olup bir Yeniçeri yasakçısı vardır. Halkı Rumdur. Mamur kiliseleri vardır. Keçi ve tavşanı gayet boldur. Dağlardaki bağların hesabı yoktur. Halkı zengin gemicilerdir.”
Türkiye’nin ilk sanatoryumlarından biri 1928 yılında Burgazadası da kurulmuştur. Adada 1953 yılına kadar cami yapılmamıştır Fethin 500. Yıldönümü dolayısıyla 1953’te belediyenin verdiği bir arsaya küçük bir cami inşa edilmiştir.
Kır gezintilerinin bir zamanlar çok revaçta olduğu adada, bu gezintiler son zamanlarda azalmıştır. Türk hikayeciliğinin büyük isimlerinden Sait Faik de (Abasıyanık) Burgazadası’nın tanınmış simalarındandır.